Ana içeriğe atla

Eğik Kulenin Şehri Pisa

        Floransa'ya gitmişken dünyanın dört bir yanından insanların çevresinde akrobatik hareketler sergileyerek poz verdikleri :) Pisa Kulesi'nin bulunduğu Pisa'ya biz de uğrayalım dedik. Floransa'dan kişi başı 8,40 Euro ödeyerek bindiğimiz trenle 1 saat kadar bir yolculuğun ardından Pisa'ya ulaşıyoruz. Tren garının yakınlarındaki bir turist danışma ofisinden 1 Euro karşılığında harita satın alıp güzergahı da öğrendikten sonra kuleye yaya olarak gitmeye karar veriyoruz. Küçük ama güzel ve tarihi bir şehir olan Pisa' nın cadde ve sokaklarında yürümek oldukça keyifli.

Arno Nehri

Corso Italia


            Kuleye doğru ilerlerken bir taraftan da fotoğraflar çekiyor ve çekiliyoruz bu etkileyici ortamda. Ancak fotoğraf çekimlerimiz sırasında bazı ihtiyarların sert bakışlarına maruz kalıyoruz. Açıkçası İtalyan insanının sıcak kanlılığını burada pek göremiyoruz. 30-35 dakikalık bir yürüyüşün ardından ulaştığımız kulenin eğikliği fotoğraflara göre daha belirgin geliyor gözümüze. Önce kuleyi fotoğraflıyoruz. Ardından da başta bahsettiğimiz her milletten insanın bin bir çaba göstererek fotoğraf çektirme çalışmalarını izliyoruz. Tabi onları da arşivimize eğlenceli birer resim olarak kaydediyoruz. 1173'te  şehir katedralinin çan kulesi olarak inşa edilen ve zemindeki yumuşaklık sebebiyle bugün 5,5 derece eğime sahip kuleye çıkmak isteyenler 15 Euro bedelle bunu gerçekleştirebilirler. Bizim için önemli olan zaten kulenin aşağıdan görünüşü deyip çıkmamayı tercih ediyoruz. Bu arada kulenin 1990-2001 yılları arasında kapalı kaldığını ve yıkılma tehlikesine karşı  bu tarihi yapıda düzleştirme çalışması yapıldığını hatırlatmakta fayda var.

Pisa Katedrali ve Kulesi
Pisa Kulesi
Objektifimize yakalananlar :)
Objektifimize yakalananlar :)
       En sonunda biz de dayanamıyoruz ve buraya kadar gelmişken meşhur pozlardan biz de veriyoruz. Göründüğü kadar kolay değilmiş bu fotoğrafları çektirmek, insan yoruluyor doğrusu :) Biraz da normal fotoğraflar çekip/çektirip yan taraftaki hediyelik eşya satıcılarından alışverişimizi yaptıktan sonra bir taksiye binip Floransa'ya dönmek için tren garına gidiyoruz. (taksi ücreti 8-9 Euro tutuyor.)

Bizi de birileri yakalamıştır herhalde :)




Hediyelik eşya tezgahları       
           Hatırlatmakta fayda var. Bize göre Floransa'dan Pisa'ya en kolay ve en ekonomik ulaşım trenle sağlanıyor. İki şehir arasında hızlı tren yok ama normal trenler de gayet iyi. Zaten en fazla 1 saat sürüyor yolculuk. Sakın ola tren biletlerinizi aldığınızda peronlardaki makinelerde işletmeyi unutmayın, yoksa yanlış hatırlamıyorsam trendeki görevli bilet ücretinin 4 katı ceza kesiyor. Aynı vagondaki İspanyollar gözümüzün önünde çaresizce bu cezayı ödediler :) Havaalanından otobüslerle de ulaşım varmış ama bize pek kullanışlı gelmedi. 

            Son olarak vakti olanlar için Pisa'da Palazzo dei Cavalieri, Blu Palazzo d'Arte e Cultura, Fortezza Nuova vb. gezilecek yerler de mevcut.

                     Bir başka seyahat noktasında görüşmek üzere,
                     Hoşçakalın...




M. - H. KARA
seyahatkurtlari.blogspot.com










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Toulouse gezi notları

         Hem arkadaşlarımı ziyaret etmek hem de gezmek amacıyla gittiğim Fransa'da tam 3 hafta kalmıştım. Açıkçası tamamen arkadaşlarıma bağımlı olduğum için plansız bir şekilde gezdim bu ülkeyi. O yüzden sistemli bir gezi yazısından ziyade bir gözlem yazısı yazıyorum bu sefer.          İlk olarak ülkenin güneyindeki arkadaşımın yaşadığı yer olan Toulouse'a uçtum ve  Garonne Nehri burada yaklaşık 9 günümü geçirdim. Havaalanı şehir merkezine arabayla 20 dk uzaklıkta. Toulouse Fransa'nın 4. kalabalık şehri olmasına rağmen oldukça sakin ve sessiz bir yer gibi geldi bana, orada yaşayan arkadaşım tatil mevsimine denk geldiğimi normalde o kadar da sakin olmadığını söylüyor. İkliminde bir Akdeniz havası hakim, bu da Toulouse'da yaşayan insanların, kuzey illerde yaşayanlara göre daha sıcak ve ılıman olmasını sağlıyor. Çok ülke gezmiş yabancı bir arkadaşımın söylediği bir söz vardı: " Sıcak yer, sıcak insan". Kaldığımız yer genel olarak yabancıların ikamet et

Beyaz Şehir Cezayir

Uçaktan Cezayir      Üç asır Osmanlı toprağı olarak kalmış, Afrika’nın en geniş yüzölçümüne sahip ülkesi Cezayir’e gitmek insanın zihninde birçok soru oluşturuyor. Acaba nasıl bir ülke, insanlar nasıl, Osmanlı’dan kalan ne, halk Türkiye’ye nasıl bakıyor? vb.             İstanbul’dan THY ile yaklaşık 3 buçuk saatlik bir uçuşun ardından Cezayir’e ulaşıyoruz.            Hava alanındaki işleyişteki yavaşlık dikkatimizi çeken ilk şey.            İşlemlerimizin ardından aracımıza binerek otele doğru yola çıkıyoruz. Hem hava limanında hem de takside konuşmaya çalıştığımızda İngilizce’nin burada pek de bir işe yaramadığını fark etmemiz uzun sürmüyor. Eğer burada iletişim konusunda sıkıntı çekmek istemiyorsanız Arapça veya Fransızca konuşabilmeniz gerekiyor.

İki güzel Alsas şehri: Colmar ve Mulhouse gezisi

  Sain Etienne Kilisesi reunion meydanı           Alsas- Loren bölgesinin 2. Büyük şehri olan Mulhouse’dayız.   Buraya Paris’ten yola çıkıp Besançon ve Dijon şehirlerini gördükten sonra uğruyorum ve yaklaşık 1 haftamı bu şehirde geçiriyorum. Bu şehre Türkiye’den direkt gelmek isteyenler İsviçre’nin Basel şehrine uçan uçaklara binmeli, Basel’den Mulhouse’arım saatlik bir tren yolculuğuyla ulaşabilirler. Hem büyük hem gelişmiş hem güzel ve bi açıdan sakin bir şehirdi. İlk gün yerleşip dinlendikten sonra gezimize Saint Etienne Protestan kilisesi nden başlıyoruz. Zaten bu kilise büyük bir meydanın ortasında bulunuyor( Reunion ). Karşısında rengarenk Mulhouse evleri ve kafeler, solunda City Hall meydanın ortasında atlı karınca bulunuyor. Kilisenin içerisinde farklı dinleri tanıtan resimler görüyoruz. Alsas-Loren tarih derslerinden hatırlayacağımız üzere Fransa ve Almanya arasında sürekli el değiştirmiş bir bölge, en son Fransa’nın elinde kalmış, bu yüzden biraz Fransız biraz Alman özellik